Birey olarak hepimiz dünyaya farklı özelliklerle geliyoruz. Hepimizin, kendimize özgü fiziksel, duygusal ve sosyal yapısı var. Bazılarımız ise, beynin ve sinir sisteminin farklı yapı ve işleyişinden kaynaklanan nöro-biyolojik bir farklılıkla dünyaya geliyor. Bu şekilde doğan bireyler, elbette yaşamlarını birtakım zorluklarla sürdürmek durumunda kalıyorlar. Sosyal etkileşimlerini engelleyen özellikler, onları iç dünyalarında bazı sıkıntılarla baş başa bırakabiliyor. Onların hayatında eğitimin çok özel bir önemi var. Eğitim herkes için gerekli ama otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi. Yani ‘eğitim, otizmin tek çıkar yolu’ diyebiliriz. Bilimsel araştırmalar, erken teşhisle birlikte doğru eğitimin, otizmli çocukların hayatında büyük bir fark oluşturduğunu gösteriyor. Otizmli çocuklarla en çok aileleri birlikte vakit geçirmektedirler. Fakat aileler otizm hakkına yeterli bilgiye sahip olmadıkları için çocuk için uğraşsız geçen zamanlarını yeterli şekilde değerlendiremiyorlar. Otizm de vakit kaybetmeden erken eğitime başlanmalı çocuklarımızın hayata hazırlamasında geç kalınmamalıdır . yapılan çalışmalarda aileler le kurumlar birlikte ortak bir duruş sergilemesinde de çokça fayda vardır eğitmenlerin okulda yaptığı çalışmalara paralel çalışmalar evde de devam etmelidir. Eğitimlerinde ki bu kontrollü zincirleme hem okul hem evde düzgün bir program dahilinde işlerse, otizmli bireylerin hayata kazandırılma süreside ters orantılı olarak kısalacaktır.

Bireysel özelliklere ve ihtiyaçlara uygun, kesintisiz ve yoğun bir eğitim, onların zorlukları aşmasının yegâne yolu. Etkili bir eğitim seferberliği için ise, hepimizin farkındalığı gerekli. Ancak bu farkındalıkla, otizmli çocuklarımızın etrafında örülü duvarları ortadan kaldırabiliriz. Onları hayatın güzellikleriyle buluşturabiliriz.
Otizmli bireylerin çok zengin iç dünyalarına sahip olduklarını biliyoruz. Detaylara olan ilgileri, odaklanma kapasiteleri, onları sporun, sanatın bir alanında zirveye taşıyabilir.. spor otizmli bireylerin hayatında eğlenceli sosyal bir aktivitedir. Dolasıyla uğraşsız geçirilen zamanlar otizmli bireylerin genele olarak topumda nasıl göründüğünü bildiğimiz şekliyle takıntılı davranışlar sergilemesi , tekrarlayıcı davranışların spor eğitimi ile epeyce azaltıldığı görülmüştür. Spor ayrıca otizmli bireylerin aileleri dışında sosyal ortamlara girmesini, farklı insanlarla iletişim kurmasını , kurallar çerçevesin de hareket etmesini sağlamakta böylece ilişkilerini arttırmaktadır. Otizmli bireylerin kendi yaşıtları olan sağlıklı bireylere göre fiziksel gelişimleri daha yavaş ilerlemekte ve bu sebeple bir takım motor becerileri yerine getirememektedir. Spor yaparak kas ve eklem yapısının güçlenmesiyle beraber göz kontağı kurma denge koordinasyonu gibi temel motor becerileri kazandırılması ile birlikte sosyalleşmede paralel olarak ilerlemekte kendine özgüveni artmaktır. Aynı zamanda spor ile bağışıklık sisteminin de gelişerek hastalıklara karşı direnç gösterdikleri görülmüştür. Sporun bu olumlu etkisi göz ardı edilemeyecek şekilde otizmli bireyleri hayata bağlamada en önemli etken olduğu anlaşılmıştır. İzle otizm spor kulübü olarak da bütün çalışmalarımızı sporu araç olarak kullanarak otizme karşı bir mücadele vermekteyiz.